Tamam, 7nci son. Bu ay daha fazla klişemi paylaşmam sizinle yoksa gına gelir. Sizde haklısınız. Öyleyse geçelim sonuncu yazıma :
Bir film izlemeye karar vermeden önce baktığım en belirleyici kriterlerden biri de fragmanıdır. Fragman da aynı sahnelere rastlamazsınız, neticede filmin en can alıcı sahnelerini koyup, olabildiğince ilgi çekmeye çalışırlar ama, şu ses yok mu? Tanrım, öldürecek o ses beni! Her fragmanda aynı ses olu mu ya? Kalın erkek sesi, ağırdan konuşur karizmatik karizmatik hele hele aksiyon filmlerinin fragmanında daha da bir göze batar. THIS SUMMER demelerinden az gına gelmedi bana. Güya etkileyici olup insanın kanını dondoracaklar, bir kereliğine ince sesli bir kadın koysunlar saçlarımı pembeye boyatacağım! (hiç sevmem pembe rengini). Ancak bana tiz sesli bir kadının seslendirmesini bulun, gerçekten saçlarımı pembeye boyatıp sayfaya koyacağım!
1.02.2011
Klişeler Serisi-6
Eski yazdıklarımdan Copy-Paste yapmaya üşenmiyorum ve kaldığım yerden klişelere devam ediyorum :
Klişeler Serisi-5
Harbiden yarım saat sonra ikinci yazımla geri dönüyorum. Aslında bunlar önceden yazdıklarım, tek yapmam gereken copy-paste işlemi ve şu açıklamayı eklemek.
Asıl 10 korku filminin 8'inde bulunan, her kim ortaya çıkardıysa insanoğlunun yaratıcılığını zedeliyen, hayatında korku filmlerinin en azından konusunu okuyanların bile bildiği, hepimizin bıktığı klişe olan kendini tekrarlayan şey basmakalıp seneryolar . İçinden alt başlık olarak onlarca klişe daha çıkarabileceğimiz bir seneryo örneğini alta yazıyorum.
Basmakalıp Seneryo 1 (orman):
6 kişilik üniversiteli gençlerden oluşan bir grup hafta sonu için kampa gider. Kamp için gittikleri ormanda sadece onlar varmış gibi gözükür. Filmin ilk 15-20 dakikasını gençler aralarında gereksiz konuşmalar yaparak, bol bol içki içip serhoş olarak, sevişme hayalleri içerisinde geçer. Bu gruptantaki çifte kumrular, ormanın olabilecek en ıssız bucaksız köşesine gecenin bir vakti kör kütük serhoşken oynaşmaya giderler. Erkek kadını öperken, kadının dikkatini bir ses çeker. "O sesi duydun mu?" der adama. Erkek hiç takmadan "Hayır" der ve öpmeye devam eder. Kadın o sırada tekrar ses duyar. "Hııı! Orada kesinlikle bir şey var." diyip birkaç adım ileriye yürür. Erkek arkadan homurdanır, kız duyduğu sese doğru seslenip onu çağrır. Bir-iki dakikalık sessiz bakışmadan sonra katil-yaratık erkeğin arkasında berilir. Kadın panik içinde adamın arkasına bakmasını işaret eder. Bu adam her zaman ilk ölendir. Daha sonra kadın kadın öyle bir çığlık atar ki kamptakiler bunu duyabilirler. Bir kaç saat herkes korku içinde bekler. Tam "Yok kayboldular.Yok başlarına bir şey geldi. Yok şimdi gelirler" deyip o klasik gençlik kavgasının ortasıda katilimiz bir yerden fırlar. Yarım dakika kadar o kurbanları süzer, kurbanlar onu. Ancak katilin sadece bacakları ve karanlıkta parlayan gözleri gözükmektedir. Daha sonra gruptaki en korkak üye ağlayıp zırlamaya başlar. Erkekler ona çenesini kapamasını falan filan söyler. Katilin sabrı taşar ve kurbanlarına saldırır. O sırada aralarından biri daha inlemeler içerisinde ölür. Diğerleri kaçışmaya başlar. Ormanda tesadüfen bir yapı(barınak,mağara,depo)bulurlar. Buraya sığınırlar. En saf üye hep bu süre içerisinde bir hata yapıp ya bir işaret gönderir ya bir ipucunu ortalık bir yerde unutur. Katil onları gene bulur, bu sefer hepsiyle kendince eğelnceli oyunlarını oynar. Tam grubun son iki ya da bir üyesi hayatta kalmışken bu kişi/kişiler katille konuşur. Zaman kazanırken son bir hamle yapıp en azından kısa süreliğine katili etkisiz hale getirir/getirirler. Sonra ormandan kaçıp heyooo! Diye sevinir, asla orada cinayete kurban giden diğer arkadaşlarını düşünmeden güle oynaya filmi bitirir.
Tanıdık geldi mi? Gelmediyse söyleyin, seneryoyu geliştiriyim. Bir yerlere yollarım belki, filmini çekerler...
Asıl 10 korku filminin 8'inde bulunan, her kim ortaya çıkardıysa insanoğlunun yaratıcılığını zedeliyen, hayatında korku filmlerinin en azından konusunu okuyanların bile bildiği, hepimizin bıktığı klişe olan kendini tekrarlayan şey basmakalıp seneryolar . İçinden alt başlık olarak onlarca klişe daha çıkarabileceğimiz bir seneryo örneğini alta yazıyorum.
Basmakalıp Seneryo 1 (orman):
6 kişilik üniversiteli gençlerden oluşan bir grup hafta sonu için kampa gider. Kamp için gittikleri ormanda sadece onlar varmış gibi gözükür. Filmin ilk 15-20 dakikasını gençler aralarında gereksiz konuşmalar yaparak, bol bol içki içip serhoş olarak, sevişme hayalleri içerisinde geçer. Bu gruptantaki çifte kumrular, ormanın olabilecek en ıssız bucaksız köşesine gecenin bir vakti kör kütük serhoşken oynaşmaya giderler. Erkek kadını öperken, kadının dikkatini bir ses çeker. "O sesi duydun mu?" der adama. Erkek hiç takmadan "Hayır" der ve öpmeye devam eder. Kadın o sırada tekrar ses duyar. "Hııı! Orada kesinlikle bir şey var." diyip birkaç adım ileriye yürür. Erkek arkadan homurdanır, kız duyduğu sese doğru seslenip onu çağrır. Bir-iki dakikalık sessiz bakışmadan sonra katil-yaratık erkeğin arkasında berilir. Kadın panik içinde adamın arkasına bakmasını işaret eder. Bu adam her zaman ilk ölendir. Daha sonra kadın kadın öyle bir çığlık atar ki kamptakiler bunu duyabilirler. Bir kaç saat herkes korku içinde bekler. Tam "Yok kayboldular.Yok başlarına bir şey geldi. Yok şimdi gelirler" deyip o klasik gençlik kavgasının ortasıda katilimiz bir yerden fırlar. Yarım dakika kadar o kurbanları süzer, kurbanlar onu. Ancak katilin sadece bacakları ve karanlıkta parlayan gözleri gözükmektedir. Daha sonra gruptaki en korkak üye ağlayıp zırlamaya başlar. Erkekler ona çenesini kapamasını falan filan söyler. Katilin sabrı taşar ve kurbanlarına saldırır. O sırada aralarından biri daha inlemeler içerisinde ölür. Diğerleri kaçışmaya başlar. Ormanda tesadüfen bir yapı(barınak,mağara,depo)bulurlar. Buraya sığınırlar. En saf üye hep bu süre içerisinde bir hata yapıp ya bir işaret gönderir ya bir ipucunu ortalık bir yerde unutur. Katil onları gene bulur, bu sefer hepsiyle kendince eğelnceli oyunlarını oynar. Tam grubun son iki ya da bir üyesi hayatta kalmışken bu kişi/kişiler katille konuşur. Zaman kazanırken son bir hamle yapıp en azından kısa süreliğine katili etkisiz hale getirir/getirirler. Sonra ormandan kaçıp heyooo! Diye sevinir, asla orada cinayete kurban giden diğer arkadaşlarını düşünmeden güle oynaya filmi bitirir.
Tanıdık geldi mi? Gelmediyse söyleyin, seneryoyu geliştiriyim. Bir yerlere yollarım belki, filmini çekerler...
Klişeler Serisi-4
Korku filmlerinde o kadar çok tekrarlanan sahne var ki... Ben yazmaya sadece kabuslardan başlayacağım belki yarım saat sonra devamını getiririm belki yarım sene sonra. Ama devamı gelir bu korku filmi klişelerinin. Orası kesin.
Kabus
- Her zaman ana karakter kabus görür.
- Bu kabusun mutlaka anlamı bir sebebi olur. Genelde bir katil yada vermeye çalıştıkları kararlar baz alınır.
- Bu kabus onları mutlaka uykularından uyandıracak kadar korkutucudur.
- Asla sabaha karşı kabus görmedikleri için, daima zifiri karanlıkta uyanırlar.
- Dışarısının yağmurlu olma ihtimali %90lardadır.
- "Aman ne olacak" diyip uymaya devam etmezler. Gece yarısı uyandıkları için onca saat ne yaparlar bilinmez ama bir şekilde uyumamayı başarırlar.
- Karakterimiz yataktan sıçrayarak uyanır ve nefes nefese kalır.
- Gözleri -gecenin o saatinde bile- fal taşı gibi açılıp odayı hızlı hızlı tarar.
- Lan ne saçma sapan şeyler görüyorum/ Nasıl olsa bir rüya/ Sanırım daha iyi uymam gerekiyor/ akıllarına gelecek son düşüncelerdir.
- Yanlız uyanırlar, en iyi ihtimalle yanlarında karısı/kocası yatıyor olur ancak onlar da asla yatakta zıplıyan bu kişi için uyanmazlar.
- Sabah bu kabus birisine anlatıldığında, olayı duyanın ilk aklına gelenler : "Lan ne saçma sapan şeyler görüyorsun/ Nasıl olsa bir rüya/ Sanırım daha iyi uyman gerekiyor" olur.
Kabus
- Her zaman ana karakter kabus görür.
- Bu kabusun mutlaka anlamı bir sebebi olur. Genelde bir katil yada vermeye çalıştıkları kararlar baz alınır.
- Bu kabus onları mutlaka uykularından uyandıracak kadar korkutucudur.
- Asla sabaha karşı kabus görmedikleri için, daima zifiri karanlıkta uyanırlar.
- Dışarısının yağmurlu olma ihtimali %90lardadır.
- "Aman ne olacak" diyip uymaya devam etmezler. Gece yarısı uyandıkları için onca saat ne yaparlar bilinmez ama bir şekilde uyumamayı başarırlar.
- Karakterimiz yataktan sıçrayarak uyanır ve nefes nefese kalır.
- Gözleri -gecenin o saatinde bile- fal taşı gibi açılıp odayı hızlı hızlı tarar.
- Lan ne saçma sapan şeyler görüyorum/ Nasıl olsa bir rüya/ Sanırım daha iyi uymam gerekiyor/ akıllarına gelecek son düşüncelerdir.
- Yanlız uyanırlar, en iyi ihtimalle yanlarında karısı/kocası yatıyor olur ancak onlar da asla yatakta zıplıyan bu kişi için uyanmazlar.

Klişeler Serisi-3
Klişelerle ilgili fikir edinmek için nette dolanırken gerilim-aksiyon filmlerinin olmazsa olmazı, altın kuralına rastladım : Kadınlar kaçamaz. Bu hep böyledir. Ne zaman kötü adamdan koşarak kaçılması gerekse o güzel kadında her zaman sorun çıkar. Kadın da illaki güzelller güzeli bir sarışın olur. Bu kaçışları genel olarak ikiye ayırabiliriz :
Şehir içinde, Polisten kaçış:
Bu dişi şahsımız koşarken ayağındaki topluları eksiz olmaz. Bu toplulara rağmen onu kovalayanlardan sadece biraz daha yavaş koşar. Her seferinde filmimizin baş kahramanı, iyi kalpli ve karizmatik erkeği bu kadının elinden tutar. Kadını kendisinin sadece bir adım gerisinde olacak şekilde sürükler. Halbuki, o kadın toplularını çıkarsa ceylan gibi koşacaktır. Ama asla bunu yapmaz.
Ormanda, Katilden kaçış:
Bu seferki kadın derin derin nefes alarak kaçışır. Ormanda gece olmuştur. Katil ona ne kadar yakın, görmek için şöyle bir arkasına bakar...
Ve o da ne! Katili görememsinin üstüne önündeki dal parçasını da göremez ve küt! Yüz üstü yere yapışır. oturarak gerilmeye başalar, kafasını git gide hızlandırarak sağa sola sallar. Sonra sadece katilin ayaklarını görürüz. Kamera zoom out yapar ve tek bir çığlıkla ...
Veya bir diğeri ihtimal olarak kız ağaç dalına takılmada mucizevi bir şekilde tehlikeyi atlatır. Ama maalesef çok yorulmuştur ve nefesi artık kesiliyordur. Hemen bir ağacın arkasına soluklanmak için sığınır. Arkasından 'Çıt ' diye bir ses gelir. Kadının gözleri yavaşça dehşet içinde yana doğru kayar. Sonra kendini tutamaz ve şöyle bir kafasını uzatır! Katil ortada yoktur. İçi rahatlar, tam tekrar önüne dönerken çok ani ve dehşet bir şekilde....
Ormandakilerin sonu her zaman aynıdır: Ormana bir kez giren bir daha asla çıkamaz!
Şehir içinde, Polisten kaçış:
Bu dişi şahsımız koşarken ayağındaki topluları eksiz olmaz. Bu toplulara rağmen onu kovalayanlardan sadece biraz daha yavaş koşar. Her seferinde filmimizin baş kahramanı, iyi kalpli ve karizmatik erkeği bu kadının elinden tutar. Kadını kendisinin sadece bir adım gerisinde olacak şekilde sürükler. Halbuki, o kadın toplularını çıkarsa ceylan gibi koşacaktır. Ama asla bunu yapmaz.
Ormanda, Katilden kaçış:
Bu seferki kadın derin derin nefes alarak kaçışır. Ormanda gece olmuştur. Katil ona ne kadar yakın, görmek için şöyle bir arkasına bakar...
Ve o da ne! Katili görememsinin üstüne önündeki dal parçasını da göremez ve küt! Yüz üstü yere yapışır. oturarak gerilmeye başalar, kafasını git gide hızlandırarak sağa sola sallar. Sonra sadece katilin ayaklarını görürüz. Kamera zoom out yapar ve tek bir çığlıkla ...
Veya bir diğeri ihtimal olarak kız ağaç dalına takılmada mucizevi bir şekilde tehlikeyi atlatır. Ama maalesef çok yorulmuştur ve nefesi artık kesiliyordur. Hemen bir ağacın arkasına soluklanmak için sığınır. Arkasından 'Çıt ' diye bir ses gelir. Kadının gözleri yavaşça dehşet içinde yana doğru kayar. Sonra kendini tutamaz ve şöyle bir kafasını uzatır! Katil ortada yoktur. İçi rahatlar, tam tekrar önüne dönerken çok ani ve dehşet bir şekilde....
Ormandakilerin sonu her zaman aynıdır: Ormana bir kez giren bir daha asla çıkamaz!
Klişeler Serisi-2
Her aksiyon içerikli Amerikan filminin bir klişesi vardı : patlama sahneleri. Olmazsa olmaz ve her seferinde de aynısı yapılır. Arka planda bina-arazi veya her neresi patlıyorsa, ana kahraman orayı patlatandır. Patlamanın gerçekleştiği bölgeden sadece bir kaç saniye farkıyla kurtulmuştur. Ve patlama sırasında arkasına bile bakmadan ağır çekimde cool bir şekilde yürür.
Bu ana kahraman asla ve asla sesten irkilerek yerinden sıçramaz, kafasına, patlayan yerden bir obje uçma tehlikesine rağmen siper almaz, bombayı patlatmadan önce masum insanların da ölme tehlikesini aklının ucuna getirmez, patlamdaki sarsıntı dolayısıyla bırak yere düşmeyi sendelemez bile...
Sanırım geçen yılki Oscar töreninde bununla dalga geçilen bir video hazırlanmıştı. En bilindik filmlerden bu sahneler kesilip koyulmuş, daha sonra sunucuların hazırladığı ufak bir bölümle beraber gösterilmişti. Çok güzel bir eleşiri olmuştu. Bulabilirseniz izlemenizi öneririm.
Bu ana kahraman asla ve asla sesten irkilerek yerinden sıçramaz, kafasına, patlayan yerden bir obje uçma tehlikesine rağmen siper almaz, bombayı patlatmadan önce masum insanların da ölme tehlikesini aklının ucuna getirmez, patlamdaki sarsıntı dolayısıyla bırak yere düşmeyi sendelemez bile...
Sanırım geçen yılki Oscar töreninde bununla dalga geçilen bir video hazırlanmıştı. En bilindik filmlerden bu sahneler kesilip koyulmuş, daha sonra sunucuların hazırladığı ufak bir bölümle beraber gösterilmişti. Çok güzel bir eleşiri olmuştu. Bulabilirseniz izlemenizi öneririm.
Klişeler Serisi-1
Bol bol film izlememin zamanla kaçınılmaz bir nefret duymama sebep olduğu konular da var. En başta geleni şu klişeler. Bir söz olur, bir bakış olur, bir sahne olur, bir çekim, bir seneryo, bir an, bir şey. Ama yüzlerce kez gördüğünüz ve artık görmekten-duymaktan-bilmekten bıktığınız bir şey! Seri halinde yazacağım. İlki ; kalıplaşmış sözler:
Durun, bu nikah kıyılamaz!
Amca, size baba diyebilir miyim?
Kara Murat benim! Hayır, benim! Benim! Benim...!!!
Senin annen bir melekti yavrucuğum! Anne, anneciğim!
Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da!
Görüyorum, Allah'ım görüyorum!!!
Biz ayrı dünyaların insanlarıyız.
N'ayır, n'olamaz!
Beni paranla satın alabileceğini mi sandın?
Rica ederim duygularımla oynamayın.
Ne olur söyleyin doktor, yaşayacak mıyım?
Siz evlenemezsiniz, kardeşsiniz!
Şimdi gidiyorum ama bir gün geri geleceğim!
Kızımın peşini bırakman için ne yapmalıyım?
Az kazanıyorum belki ama namusumla, alnımın teriyle kazanıyorum!
Sakin ol adamım!
Show me the money
Sen çıldırmışsın dostum!
Burda ne cehennem oluyor!
Hey, ahbap bırak o silahı yere!
Öndeki arabayı takip et!
Şu resimdeki adamı daha önce gördün mü?
Belki şu 20 papel hatırlamana yardımcı olur dostum.
Boşuna bağırma seni kimse duyamaz.
Hey, o benim arabam!
Burda soruları ben sorarım!
Neden kandine bir içki ısmarlamıyorsun?
Daha önce birisini öldürdün mü ha?
Kapa çeneni pis zenci!
Bu sokak benim bölgemdedir ahbap!
Nesin sen süperman mi? (Genelde evet)
Düşünüyordumda acaba bir ara kahve içmeye gidebilir miyiz?
Polisi bu işe karıştırma!
Biri 911'i arasın!
Biri bana burada neler olduğunu açıklasın!
Sende benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?
Durun, bu nikah kıyılamaz!
Amca, size baba diyebilir miyim?
Kara Murat benim! Hayır, benim! Benim! Benim...!!!
Senin annen bir melekti yavrucuğum! Anne, anneciğim!
Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da!
Görüyorum, Allah'ım görüyorum!!!
Biz ayrı dünyaların insanlarıyız.
N'ayır, n'olamaz!
Beni paranla satın alabileceğini mi sandın?
Rica ederim duygularımla oynamayın.
Ne olur söyleyin doktor, yaşayacak mıyım?
Siz evlenemezsiniz, kardeşsiniz!
Şimdi gidiyorum ama bir gün geri geleceğim!
Kızımın peşini bırakman için ne yapmalıyım?
Az kazanıyorum belki ama namusumla, alnımın teriyle kazanıyorum!
Sakin ol adamım!
Show me the money
Sen çıldırmışsın dostum!
Burda ne cehennem oluyor!
Hey, ahbap bırak o silahı yere!
Öndeki arabayı takip et!
Şu resimdeki adamı daha önce gördün mü?
Belki şu 20 papel hatırlamana yardımcı olur dostum.
Boşuna bağırma seni kimse duyamaz.
Hey, o benim arabam!
Burda soruları ben sorarım!
Neden kandine bir içki ısmarlamıyorsun?
Daha önce birisini öldürdün mü ha?
Kapa çeneni pis zenci!
Bu sokak benim bölgemdedir ahbap!
Nesin sen süperman mi? (Genelde evet)
Düşünüyordumda acaba bir ara kahve içmeye gidebilir miyiz?
Polisi bu işe karıştırma!
Biri 911'i arasın!
Biri bana burada neler olduğunu açıklasın!
Sende benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
A-takımını izledikten hemen sonra aklıma fişek hızıyla bir soru geldi : Nerden ortaya çıktı şu aksiyon filmlerinin klasik grupları? Neyden bahsettiğimi anlamadıysanız şöyle açıyım biraz konuyu :
Her üç aksiyon filminin birinde ana kahramalar bir grup topluluğundan oluşuyor. Bu grupların ideal sayısı 4. Grubun elemanlardan biri organizatör, biri yakışıklıve çevik, biri dahi, biri de şöför olur. Bazen şöfor yerine alternatifler de gelebilir. Elbette bu klişe her zaman için Amerikan filmlerinde geçtiği için bu karakterlerden biri, film ırkçı anlaşılmasın diye siyah olur. Ama asla hepsi siyah olmaz. Karakterlerin hiçbiri biribirine benzemez. 3 dakika önce kurulmuş bir grup bile olsa biribirlerini yıllardır tanıyorlarmış gibilerdir. Filmin ikinci yarısında takımı neredeyse kopma noktasına getirecek kadar hararetli bir tartışma olur. Belki aralarından birisi gider. Ancak filmin en sonunda o geri dönmüştür, kötü taraf dağılmıştır. Bu takım hep beraber mutlu mesut yaşar falan filan... Bu maddelerde ufak tefek şaşmalar olabilir ama asla ve asla çok sayıda ortak özellikleri olmaz karakterlerin. Hepsi apayrı kişiliktedirler. Birde mutlu son şaşmaz.
Pardon, sanırım tüm filmi anlattım. Yada onlar pardon desinler akıllarına daha iyisi gelmediği için! Nerden, kimden çıktı bu fikir bilemiyorum ama artık kabak tadı vermeye başaldı. Zaten net bir şeyden çıktığını da sanmıyorum.